Kadın hakları aktivisti, avukat Hülya Gülbahar, kadınları ilgilendiren her mücadelede yıllardır ön saflarda yer alıyor. Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere, kürtaj hakkı ve diğer birçok konuyu sahiplenerek mücadele yürüten Türkiye Kadın Hareketinin en heyecanlı temsilcilerinden olan Gülbahar’ı yakından tanımak istedik.

 

1960 yılında, İzmir’de doğan Hülya Gülbahar’ın babası esnaf; annesi bir ara Almanya’da işçilik yapmış, sonrasında Tekel’de yazları mevsimlik işçi olarak çalışmış bir kadındı. Annesi çalıştığı için çok küçük yaşlarda ev işleriyle ilgilenmek zorunda kalan Gülbahar daha ilkokul öğrencisiyken, okuldaki “ev işleri/el işleri” dersi ayrımını yapmadığını şu sözleriyle anlatıyor:

“Kız ve erkek öğrenciler olarak ortak ders görürken, haftada bir saat geliyordu ki, kızlar “ev işi”, erkekler “el işi” dersine gidiyordu. Ben bir kız çocuğu olarak zaten ev işleri ile “doğal olarak” yükümlü kılınmıştım ve gereken her şeyi öğrenmeye çalışıyordum.”

“Fakat bana yasak olan, erkeklere özgülenmiş olan “el işi” dersinde neler oluyordu, neler öğretiliyordu? Birkaç kere “tuvalete gidiyorum” bahanesiyle sınıftan çıkıp, erkek işliğinin kapısını aralayıp, orada onlara neler öğretiliyor diye baktım. Birisinde marangozluktan bahsediliyordu mesela ve çok ilgimi çekmişti. Oraya girip, anlatılanları dinleyememek beni çok yaralamıştı.”

Daha çok küçükken kadın erkek eşitliğini benimsemiş

Çok küçük yaşlarda kadın erkek eşitliğini benimsemiş olan Gülbahar babasının mahallede erkek çocuklarla futbol oynamasını yasaklamasının ardından farkına vardığı cinsiyet eşitsizliğini şu sözlerle ifade ediyor: “Ben 11 yaşımda, kadınlar ile erkekler için ayrı dünyalar olduğunu, hala tam olarak fark etmemiştim. Herkes, her şeyi yapabilir sanıyordum. Bu yaştan itibaren, kadınlara çizilen sınırlar olduğu gerçeği ile karşılaştım.”

“Sonrası, çok ikircikli bir süreç oldu. Bir yandan kız çocuklarından istenen rollere uydum, bir yandan onlara itiraz ettim. Tek örnek vereyim: Gayet çapkın olan babamın, tanık da olduğum vukuatlarına kayıtsız iken; anneme kur yapan herkese nefret kusuyordum. Anneme bu özeleştiriyi verdiğim için şimdi rahatlıkla anlatabiliyorum ki, sistem benim gibi küçücük ve aslında sorgulayıcı bir kız çocuğunu bile “kadına namus bekçisi” yapabiliyor.”

“Sistemin cinsiyetçi saldırıları karşısında, çocuklar yapayalnız”

Sistemin tüm cinsiyetçi saldırıları karşısında kız ya da erkek, tüm çocukların hala yapayalnız olduğunu belirten Gülbahar, kendisinin de bu cinsiyetçi sistemden lisedeyken kurtulabildiğini belirtiyor.

Sivil toplum kuruluşlarına katkısı büyük

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Gülbahar, 1984-1988 yılları arasında ansiklopedik yayıncılık, sendikal basın-yayın alanında çalıştı. Dört yılı aşkın bir süre Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Bank-Sen Sendikası’nda avukatlık yaptı. Halen İstanbul’da serbest avukat olarak çalışan Gülbahar, 1978 yılından bu yana Türkiye kadın hareketi aktivistlerinden biri olarak “Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı”nın gönüllü avukatlığını yaptı, kolektifinde yer aldı.

“Kadın Kurultayı e-posta İletişim Grubu”, “Kadınların Medya İzleme Grubu (MEDİZ)” kurucu üyesi aynı zamanda “Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı” genel kurul üyesi olarak çalışmalar yürüten Gülbahar, “Kadın Emeği ve İstihdamı (KEİG)”, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)”, gibi birçok kadın örgütünün çalışmalarına destek veriyor.

“Kadına Karşı Şiddete Karşı Koruma Emri Platformu”, “Medeni Yasa Kadın Platformu” ile “Türk Ceza Yasası Kadın Platformu”nun kurucu üyelerinden ve sözcülerinden biri olarak bu alanda çalışmalarını sürdüren Gülbahar ayrıca 2007-2010 tarihleri arasında “Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği” (KA-DER)’in genel başkanlığını yaptı.

Kadına karşı şiddetle mücadele için yasa tasarısının mimarlarından

Gülbahar, kadınları ilgilendiren her mücadelede ön saflarda yer alıyor. Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere, kürtaj ve diğer birçok konuyu sahiplenerek mücadele ediyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadına karşı şiddetle mücadele için yasa tasarısını hazırlarken kadın STK’lardan öneri istediğinde haftalarca Ankara’yı mesken tutmuş bir isim.

Kadınların kendilerine güvenmesi, güçlü olması ve haklarını mutlaka savunması kadınların hak mücadelesi için çok önemli olduğunu ifade eden Hülya Gülbahar, Türkiye’de kadınların boşanma hakkını, istediği insanla evlenme hakkını, çalışma hakkını, kıyafetini özgürce seçebilme hakkını, miras hakkını savundukları için şiddet gördüklerini ve öldürüldüklerini ifade etmiştir.

Kadına yönelk şiddetin giderek arttığı ve yargı sistemindeki erkek egemen uygulamalar ile şiddetin önlenemediği ülkemizde yaşamını kadın haklarını savunmaya adamış, örgütlü mücadeleye inanan Hülya Gülbahar’a Eşitlik Adalet Kadın Platformu olarak bu güne kadar verdiği mücadeleden dolayı teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

Kaynak: Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği, Milliyet, Avukat Hülya Gülbahar ile Röportaj, Av. Seher KIRBAŞ CANİKOĞLU, 2015/4 Ankara Barosu Dergisi, Kimdir.tv