Kâmile Yılmaz

Ülkemizin toz duman içinde olduğu şu zamanda, bir an nefes almasını, gülümsemesini sağlayan, Kadın Voleybol takımını kutluyoruz. Belçika’nın Başkenti, Brüksel’de yapılan maçta, dünya şampiyonasından sonra, Avrupa olimpiyatlarında da Sırbistan’ı, 3-2 yenerek şampiyon olan kadın takımı, tarifeli uçakla geldi. Devleti yönetenler sadece görmezden gelmedi, hakaret de etti. Oysa hakarete karşı ne kadar da duyarlıydılar. Hapishanelerin hakaret gerekçesiyle dolduğunu, mahkemelerin bu tür dosyalardan bıktığını biliyoruz. Birisi çıktı. “Lezbiyen takımının şampiyonluğunu reddediyorum” dedi. Diğeri, “Şortlular, bacakları görünüyor” dedi. Bu sözlerin nedenini bulmak, psikologların işi, beni aşıyor. Kadın takımı hakaret edenlere yanıt vererek, “Şortumuza değil, karakterimize, başarımıza bak” dediyse de bakamadılar. Biz kadınlar da bu tür davranışları reddediyoruz.

Maç sırasında TRT ara sıra yayını dondurdu. Tarkan, sahaya çıkınca, eski yayınlara döndü. Ne olursa olsun, kadın voleybol takımı (Bazıları filenin sultanları diyor), kadının gücünü gösterdiler. Kadının, bazılarının düşündüğü gibi sadece hamur yoğuran, çocuk doğuran olmadığını kanıtladılar.

Gerçek insan, ağız dolusu gülmeli, dans edip oynamalı. Gerektiğinde topu havaya atmalı. Başkasının kolu, bacağı, etek boyu, şortu, bluzu ile değil, düşüncesiyle ilgilenmeli. Sadece cinsellik gören göze, cinsellik düşünen kafaya, kadını meta gibi görene hiç mi hiç zaman ayırmamalı. Şimdi de medeni yasayı kaldırmaya çalışıyorlar. Yüz yıllık kadın emeğini, mücadelesini yok edeceklermiş. Kadınları karşılarında bulacaklar, haber ola. Kadınların gerektiğinde dünyayı yerinden oynatacağını bildirmeli. Yaşasın A Milli Kadın Voleybol Takımı.

Yaşasın kadın dayanışması ve mücadelesi.